27 Aralık 2011 Salı

doğum sorunsalı


Hep en başından beri normal doğum istemiştim. Hatta babamı kaybettikten sonra bile işin kolayına kaçıp sezeryanı istememiştim.Her türlü sancıya acıya hazırlıklı ve soğukkanlıydım. Olması gereken normal doğumsa mutlaka öyle olacaktı. Annem tahmin ediyordu bu kadar sıkıntıya vücudumun normal tepki vermeyeceğini ama ben yinede kararlıydım. Hatta doktorum ben sancılar içindeyken büyük ihtimalle normal olamayacak dediğinde bile bekleyelim deneyelim demiştim.Hesaplanan son güne kadar ne sancım ne kasılmam nede su akıntım vardı. Herşey normaldi. Sadece kasıklarımda biraz biraz ağrı vardı ama bunlar doğum habercisi değildi. Bütün hazırlıklarımı yapmıştım. Doktorum en fazla 7 kasım 2010 a kadar bekleyeceğini ancak ogüne kadar gelmezse suni sancıyla deneyeceğini söylemişti.Benim canavarım çok irileşmişti, özellikle son 2 haftada. Herşeyimi hazırladım ve Cumartesi gecesi annemde kaldım. Gece 11.30 a kadar hiçbir belirti yoktu sadece sürekli uyukluyordum. 11.30 da yattık ve saat tam 00.00 yani 7 kasıma girdiğimiz dakikadan itibaren başladı sancılarım. Önce hafif hafif belimden karnıma doğru ama 15 dk. da bir. Normalde yarım saatle başlayan süreç bende 15 dk. ile başlamış ve 1-2 saat içinde 5 dk.ya inmişti. Saat gece 3 de karar verdik doktoru aramaya ve hemen hastaneye gittik. Gidene kadar 5 dk. da bir ağır sancılarım çoktan başlamıştı. Kıvranıyordum ama mutluydum çünkü normal olacaktı doğum, bu kadar sancıdan sonra asla sezeryan olmayacaktı asla. İnsan hem sancı çekip hem mutlu olabilir mi? Olur hemde çok. En sıkıcısı ise ebelerin kontrolleriydi. Ancak herşey hızlı ve yolunda ilerliyordu en başta. Şaşırıyorlardı benim ilk doğumum olduğuna. Hele de düzenli nefes alışların faydasını keşfedip sancılarımı derin nefeslerle atlatmama hayran kaldılar. Gerçekten çok ağır sancılardı ama başedebiliyordum. Altın kural derin ve düzenli nefes almak. Ebeler 1 saate kalmaz biter bu iş deyip beni daha çok mutlu ediyorlardı. Ancak hiçde öyle olmadı. Doktorum geldi ilk muayenesinde leğen kemikleri açılmamış, en önemlisi bu hatta bebek doğum kanalına bile girememiş o yüzden büyük ihtimalle de bu şekilde gidecek dedi. Ama ben kararlıydım normal şansımı deneyelim diyince suni sancı denen o şeytan işi hormon ilacını verdi bana. Şu anki aklım olsa madem normal yollarla gelmemeye kararlı bebişim, suni sancı eziyetini hiç yaşamazdım. Şuurumu yitirmiş gibi oldum hatta o yüzden doğuma ilişkin bazı ayrıntıları hatırlamıyorum. Bitmeyen ve sürekli artan bir ağrı, ağrı bile değil içimin sökülmesi bile hafif kalır. Ama buna rağmen mutluluk hatta bu bence delilik hali yada takıntı. Böylece 2 saat daha bekledim ama doktorum artık posta koydu ve bak bu zor bir doğum olacak eğer sezeryan olmazsa sana ama en önemlisi bebeğin başına zarar gelebilir, ezilebilir diyince tabiki benim bütün inadım kırıldı ve kendimi doktoruma teslim ettim. Toplamda 10 saat direndim inatlaştım ama bebeğimin hayatı daha önemliydi. Beni hazırladılar ameliyathaneye götürdüler ama suni sancı sağolsun ben bu süreçleri çok az hatırlıyorum. Sadece ameliyathanenin soğukluğu ama en kötüsüde doktorum hariç diğer çalışanların soğukluğu ve duyarsızlığı.
Sadece yarım saat sürmüş bebişimin dünyaya gelmesi. Gözlerimi açınca ilk onu sordum, nasıl olduğu dünyanın tek önemli şeyiydi. İlk gördüğümde ne kadar güzel dedim (halbuki ilk doğduğunda çok çirkindiJJJ Hayatımdaki tüm sorunlar kısa bir süreliğine de olsa silindi, sadece o vardı, çok mutluydum. Ne ameliyat yerimin acısı ne hareket edememek nede onun bitmek bilmeyen ağlaması o an için rahatsız etmiyordu beni. Hatta sanırım narkozun etkisiyle ağlamasının beni hiç rahatsız etmediğini düşünüyordum, sadece o an için tabiki. Çünkü sonrasında doğum sonrası depresyonunun dibine vuracaktımJ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder