9 Aralık 2011 Cuma

kısa bir amniyo işlemi...



Kısa sürede karar vermek gerekli, karar verilir ve hemen ertesi günün ilk hastası olarak randevu alınır...İlk gün çocuk genetik bölümünde bir kadınla tanıştım.3,5 yaşında bir oğlu varmış ve 8 aylık hamileydi ve karnındaki yavru kız dı. Oda benim gibi amniyo yaptırmış ve ona bebeğinin hasta olduğunu ve doğarsa bile yaşama şansının %2,5 olduğunu söylemişler ve alınması gerektiğini eğer aldırmayacaksa bir daha o hastaneye gelmemesini söylemişler. Kadının o perişan halini görüp acısını anlatmasını dinledim dakikalarca ve nedense orada bende aynı kaderi yaşayacağıma inandım. Karar vermeye çalışıyordu, teselli bile edilecek hali yoktu. Ya bebeğini almalarına izin verecekti yada doğup hasta bir şekilde hastanelerde acı çekerek yaşamasına. Bilemiyordu ve onun acısını kendime mal edip o dakikalardan sonra hiçbir umudum olmadan girdim ertesi gün doktor odasına.Annemde gelmişti, istememiştim ama iyiki gelmişti.O zavallı kadını yine gördüm ve bana dünden daha umutsuz ve mutsuz göründüğümü söyledi ve gerçekten öyleydim. Gece nasıl geçmişti bilmiyorum, sadece eve gelince kendimi bayoya atıp ertesi günkü kısa işlemi düşünüp duşu açıp suyun sesiyle hıçkıra hıçkıra ağlamıştım. Bebeğimle konuşup lütfen hasta olma, gitme diye yalvararak ağlamıştım.Ağlamak insana iyi gelir derler ama benim umutsuzluğumu arttırmış daha kötü yapmıştı içimi. Belki kendime dışarıda bakıp, ağlıyorsam demekki gerçekten durumda umut yok diyip kendi karanlığımı arttırmıştım.Ertesi gün yattım masaya, çok korkuyordum sürekli doktorla konuşmaya çalışıyordum rahatlamak için, doktorlarsa dünkü gittikleri düğünden bahsediyorlardı çünkü onlar için normal bir süreçti bu. karnıma iğneyi sokup sıvıyı araştırıp hasta ise alacaklardı. Gün içerisinde bir çok hastaya aynı süreci anlatıyorlar ve bazende bebeği gerçekten alıyorlardı...Çok az acıdı yada ben dayandın. İşlem çok kısa sürdü, ironikti bence.Bana okadar ızdırap veren ihtimalleri belirleyecek işlem çok kısa sürüyordu, 1-2 dk., sadece okadar. Acı da yok denecek kadar az, ama sonrasında biraz sancı.Yürümekte zorlandım, tansiyonum düştü sonrasında ama toparladım. Bu dakikadan sonra 3 hafta bekleme süresi vardı. 3 koca hafta sonucu bekledik. Her 2 günde bir arıyordum sonucu öğrenmek için, çok zor geçti, herkese birşey çıkmayacak diyordum ama çok zor geçti. Sanki kendime ceza verir gibi yediğime içtiğime hareketime dikkat etmiyordum, nasıl olsa gidecekti bebeğim ne anlamı vardıki. Sonradan bu süreçten pişmanlık duyacaktım ama o an için sağlıklı düşünemiyordum.3 hafta gülmeden yemeden içmeden konuşmadan geçti. Kimseyle doğru dürüst konuşmak bile istemiyordum.Bekledim,bekledim, bekledim. Herkes soruyordu ne oldu diye, en çok Aydın ve Dilara soruyor moral veriyordu. Hatta kendi düğünlerinde bile bana moral veriyorlardı, herkes iyi olduğumu düşünüyordu ama en çokda onlar anlıyordu moralimin bozuk olduğunu ve düzeltmeye çalışıyorlardı.Zaten bana yardıme den de Dilara nın kardeşiydi ve o aradı bir gün iş yerindeyken ve sonucun iyi olduğunu bebeğimin sağlıklı olduğunu haber verdi. Sanki yeniden başladım hayatıma kaldığı yerden. Herşey geçti, bir anda tekrar gülebilmeye konuşabilmeye başladım. Bebeğim benimleydi ,kimseye vermeyecektim, gayet sağlıklı ve sonradan öğrenecektim iri bir kız çocuğuydu. Tekrar onunla konuşmaya başladım hatta geçen 3 haftanın pişmanlığı ile kendime daha iyi baktım, yada öyle zannediyordum çünkü 32. haftada neredeyse doğuruyordumJJ Buda başka bir hikaye...

1 yorum:

  1. Yazınız, bugünlerde benzer sorunla cebelleşen şahsım için umut ışığı oldu. Şu an teknoloji biraz gelişti. Down için kan alıp yurt dışına teste gönderiyorlar, kistik fibroz için de burda tüm gen araştırılması yapılıyor. Tabi süreç 2-3 hafta minimum. Çıkan sonuca göre amniyosentez yapılıyor. Umarım ben de sizin gibi iyi haberler alırım.

    YanıtlaSil